Atalarımızın sözünden başlayacak olursak ne güzel demişler, "Ağaç yaş iken eğilir" diye. Çocukluğumuz aslında şuanki karakterimiz temelini yansıtır bizlere. O dönemlerde ne öğrendiysek bizim için doğrular onlardan ibarettir. Yaşımız ilerledikçe öğrenme yetimiz azalmakta ve yeni bilginin yeşerme oranı daralmaktadır.
Ülkemizde eğitim sistemi neresinden tutarsak tutalım eğri durumda. Bunun temelinde sosyal sorunlar, bürokratik meseleler ve insan yapımız bulunmakta. Bu noktada eğitim aslında yine kendimize kalıyor, kendini geliştiremeyen her beden kendine verilenle yetinir ve daha ilerisini asla hayal edemez.
Bu yazı nereye gidiyor derseniz de kendi alanımız ve yazılarımızın kategorisi olan teknolojiye gidiyor. Bizler teknolojiyi sadece kullanmayı bilen bir nesil olduk. Üretemeden, tüketerek, sadece ve sadece eleştirisel boyutlarda bu konuya bakıyoruz. Ne kadar acıdır ki teknolojimizin başındaki devlet adamı dahi "bilişimle çok uğraşmayın delirirsiniz" gibi tabirler kullanmakta. Oysaki bilimsel olarak ispatlandı ki dünyada beynini en verimli kullanan milletler Türkler ve Hintliler.
Neden öğrenmeli ki bu teknolojiyi, ben telefon kullanıyorum yetmez mi der gibisiniz. Üzgünüm ama sadece kullanan olduğumuz sürece hep kullanılan olduğumuzu hatırlatmam gerek. ABD başkanının iştirakıyla birlikte Amerika’da 4 yıldır bir akım yaşanıyor. Spor, sanat, siyaset gibi alanlardan birçok ünlü kişi "kod öğrenin" sloganıyla bir kamp oluşturdu. Eğitim sistemlerine dolaylı olarak değil, doğrudan eğlenceyle karışık kod öğrenme ve işleyişi algılama dersleri entegre edildi. Bugün dünyanın bu alanda en iyisi olan bu ülke 4 yıl önce attığı bu adımın karşılığını belki 20 yıl sonra inanılmaz bir verimle geri alacak. Yani kısacası onlar üretecek biz para verip kullanacağız. Onlar ne isterse biz onu yapacağız. Değişmeyen tek şey piyon olarak kalacağımız.
Mademki sistem bizi buna zorluyor bizler de bu durumda neler yapacağımızı düşünmeliyiz. Mesela çocuğunuzu teknolojiye yönlendirmek en güzel başlangıç olacaktır. Teknoloji sadece oyun değildir, önemli olan çocuğun içindekini görebilmektir. Şahsım adına söylemek isterim ki ben bilgisayarla geç tanıştım ve oyunlardaki içeriği değiştirme sevdasından şuan bulunduğum noktalara geldim. Bu toplum bu düşüncede her yıl bin kişi çıkartsa eminim ki korkularımızın yerini rahatlık alacaktır. Bırakın çocuğunuz bilgisayarı bozsun, ama ona düzeltmesi gerektiğini anlatın. Çözüm asla yenisini almak ya da bilene bırakmakta değildir. O küçük nesiller ilerde bizim dayanağımız olacaktır.
Mesela evinizde moda veya magazin dergileri aldığınız kadar teknoloji dergileri de alın, inanın bana çocuğunuzun ilgisini bu çekecektir ve bir başlangıç yaratacaktır. Kod yazma ile ilgili eğlenceli ve başlangıç seviyesi içerikler var bunları sağlayın. Çok daha geniş bakacak olursak bundan sadece on yıl sonra savaşlar dahi teknoloji üzerinden yapılacakken, ki benim 3. Dünya Savaşı yani Armageddon teorim siber anlamda olacaktır, silahların yerini bilgi ve tecrübe alacaktır. Ekonomi, eğitim, sağlık, spor, turizm, alışveriş, ticaret gibi aklınıza gelen tüm sektörler bu teknolojinin içine gün gün adapte olurken sizin bu noktada sadece izleyen olmamanız gerekmektedir.
Bugün kendinize ya da çevrenize öğreteceğiniz en basit bir teknik bilgi bile ileride bir uyanış yaratabilir. Kararlı olun, yeni nesiller bizler gibi büyümesin. Onların ufku açık olmalı diyorsak bu olanakları onlara sunmalı ve teşvik etmeliyiz.